Bazen düşünüyorum. Neyi mi?
Duygularımı…
Tanrım! diyorum. ‘Biz insanlar ne kadar çok duygularla örülmüşüz.’ Sonra, kendi kendime, ‘duygularımı çözümlemeliyim’ diyorum.
Sevgi kelimesinden başlamak istiyorum. En çok bildiğim ve bana en çok acı çektiren duygumdur ‘sevgi’.
Sevgi, bir nedene dayandırılamayan duygudaşlıktır. Psikanalist Erich Fromm’un dediği gibi, kişinin aktif ve yaratıcı gücünün bir kaynağıdır sevgi. Yaratıcılıkla sevmek, bir sanattır. Bir sanat da uygulamada her zaman olgunluk gerektirir. Olgun insan yaratıcılığını çevresindeki insanların olgunlaşması için kullanır. Yaratıcılığı sınırsızdır. Bunu kendi için kullanmaz. Yenilenmiş masumiyetiyle kendini zenginleştirir ve bu masumiyet içinde kendini bulur. Olgun insan kendince yaşar. Çevresindeki insanlar ile kurduğu iletişim dili çok önemlidir.
Hayatımızda iletişim önemlidir. Kişilerarası iletişimde birbirimize verdiğimiz mesajlar yalnızca sözcüklerin anlamıyla sınırlı kalmayıp, sözel olmayan diğer iletişim yollarıyla da zenginleştirilebilir. Herhangi birşeyi söylemek için seçilen zaman, kullanılan ifade, ses tonu, mimikler gibi. Sözel olmayan ifade araçları, verilen mesajın, mesajı alan kişi tarafından belli biçimlerde algılanmasına ve yorumlanmasına yol açar. İletişimde süreç en az içerik kadar, önemlidir. nasıl söylediğimize ve karşımızdaki kişinin bu mesajı nasıl algıladığını gösteren ipuçlarına dikkat etmek gerekir. Algılama, kişinin geçmiş yaşantısından, gelecekle ilgili beklentilerinden ve o andaki duygu ve düşüncelerinden etkilenen, kişiye özgü bir süreçtir. Hepimizin algısı birbirinden farklıdır. Bu nedenle kişilerarası iletişimde algı farklılıkları ve bunların yarattığı sorunlarla da karşılaşılabilir.
Sevgi bereketli bir duygumdur. Sevgi ölçüsünde bereketli başka bir duygum yoktur.
Sevgi doğurganlığın simgesidir de. Çünkü bir kişinin sevgisinden pek çok şey doğar. Arzu doğar, düşünce doğar, istem doğar, eylem doğar.
Arzunun edilgen bir özelliği vardır. Doyurulur. Oysa sevgi sonsuza kadar doyumsuz kalır. Yani sevgi, arzunun zıttıdır. Sevgi, baştan sona etkinliktir. Doğanın insana, kendisinin dışına çıkıp başka bir nesneye yönelme olanağı tanıdığı en yüce etkinliktir sevgi. Sevgide davranış da önemlidir. Davranış, kişilerarası ilişkilerde sözcüklerden daha fazla dikkate alınan bir ifade aracıdır. Yaşamımızı devam ettirmek ve içinde yaşadığımız dünyaya uyum sağlamak için uygun davranış biçimlerini öğrenmeye çalışırız. Erken yaşlarda bu davranışlar anne-baba yardımı ile, daha sonra da arkadaşlar, öğretmenler ve diğer önemli kişilerin etkisiyle öğrenilir, geliştirilir. Kendi algılarımızı diğer kişilerin algılarıyla karşılaştırırken, bunların bizim için önemi olan kişiler tarafından beğenilmesini bekleriz. Bazı gelişim kuramlarına göre, sosyal etkileşim, gelişimimizde ve kimlik oluşumunda en önemli etkendir. Etkileşim sırasında kendimiz hakkında da çok şey öğreniriz.
Gelişimimiz boyunca, sürekli olarak çevremizdeki diğer kişileri gözlemleriz. Nasıl olduklarını, bizi nasıl gördüklerini ve bize nasıl davrandıklarını inceleriz. Bu keşifler sırasındaki kişilerarası etkileşim aynı zamanda bir kişilerarası öğrenmedir.
Hepimiz Allah’a yakın olmak isteriz. Bu yakınlığı, sevdiğimiz Tanrı’ya yürüyerek sağlıyamayız. O’na yürüyerek gidemeyiz. O’nu sevmek, O’na gitmek demektir. Başka bir deyişle, Allah sevgisi insanı Allah’a yaklaştırır.
Sevdigimizde, içimizdeki dinginliği ve sürekliliği terk ederek gerçekten o nesneye doğru göç ederiz. Sürekli göç durumda olmak, sevgi içinde olmaktan gelir. Bende içten sevgi ile bağlı olduğum şehrime, Adana’ya göç ediyorum tıpkı leylekler gibi.
Düşünce ya da istem edimleri anlıktır. Sevgi ise zaman içinde yayılır. İnsan, ani anlar içinde sevmez. Kopuk kopuk zaman içinde sevmez. Sürekli sever. Sevgi bir akıştır, ruhsal maddeden oluşan bir ırmaktır. Kaynak suyu gibidir sevgi.
Sevmek ise isteyerek koruma eylemidir. Sevilen şeye sonu gelmez bir çabayla canlılık katmaktır ve canlı kalmaktır. Varoluşumuzun tadını çıkarmak için başkalarının varlığını hissetmeye ihtiyacımız vardır. Kendine güvenen, başarılı ve mutlu bir insan olmak istiyorsak, bilgisinden yararlanacağımız kaynakları doğru seçmeliyiz. Kişi, sevdiği işi yaparken bedenini ve yüreğini güçlendirir ve öğrettikleri ve yaptıkları ile yepyeni hayatları da başlatmış olur. Hiçbir zaman yapamayacağımız işlere girmemeliyiz ve yapılabilecek işlerin de engellemesine izin vermemeliyiz.
Kendimize karşı sabırlı ve saygılı davranırken, bütün servetimizin kendimiz olduğu bilincinde olmalıyız.
Sağlıklı ve sevgi dolu kalın.
Salime Kaman
25.10.2014
Bir yanıt yazın