Adana’dayım. Evimin balkonundayım. Gözlerimi kapatıyorum ve içime dolduruyorum o mis kokuyu. Mis kokan ne mi? Tabii ki sokak ve caddelerde ki sıra sıra portakal, turunç ağaçlarının çicekleri. Bu kokuyu çocukluğumda odamın arka bahçeye bakan penceresini açınca duyardım. Hatta pencereden elimi uzattığımda portakal çiçeklerine dokunduğum parmaklarım, bir parfüm şişesine daldırmış gibi büyüleyici bir koku ile sarmalanırdı. Taç yaprakları dolgun ve bir o kadarda kırılgan. İncitmeyeceksin portakal çiceklerini, yanyana dizip başıma taç bazende boynuma kolye yaptığım mis kokulu çiçeklerini.
Adana’da olmaktan mutluyum yine her zaman ki gibi. Bahar yağmurları ılık ılık çiseliyor tüm Çukurova’ya. Ilık ılık çiselerken damlalar, portakal çiçeklerinin kokularını içine absorbe edip, toprağı kucaklarken, ısınan havayla birlikte etrafa buharlaşarak dağılması, nefes alıp verdiğimiz havayla kana kana soluyarak vücüdumuzun her noktasına zerk etmek Tanrı’nın bir hediyesi olmalı tüm Adana’ya ve Adanalılara. Bir tohuma can verir gibi insanın yüreğinde hissettiği ve onu hayata bağlayan yaşam filizlerini harekete geçiren portakal çiçeğinin mis kokuları sizinle büyümekten çok mutluyum. Sanki Adana’nın taşlı yollarında dolaşır gibi, portakal çiçeği kokuları da damarlarımızda dolaşırken ve her hücremize nüfuz ederken en güzel duygularımızı, Seyhan Gölü’nün baraj kapaklarından çoşkuyla fırlaması gibi çoşturmaktadır.
Buram buram mis kokuyor caddelerimiz. İnsana yaşama sevgisi aşılayan, büyüleyici koku. Çok şanslıyım. Bu narenciyenin anayurdunda doğmaktan ve narenciye çiceklerinin her bahar saldığı kokuyla iç içe büyümekten. Çocukluğumdan beri tatdığım bu mis koku ile yine yüzleşiyorum. İnsana geçmişini hatırlatan bir koku. Bunu içimde hissediyorum. Tanrım çok şükür. Çok teşekkür ederim beni çocukluğumla tekrar buluşturduğun bu portakal çiçekleri kokusu için.
Bunları sokak ve caddelerimizde yaşatan Adana Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ederim.
Portakal Çiçekleri’nin o anlatılamaz kokusu ile her zaman en güzel anılarımı yaşadığım şehrimde yine yüzyüzeyim. Geçmişle yüzleşmek gibi. Ruhum gençleşiyor yine. Sanki önümde yıllar var gibi! Bu duyguyu dallarında hala meyvaları dururken, gelecek hasatın habercisi olan portakal çiçekleri ve onun mis kokuları hissettiriyor insanına. Tüm gurbetçisini, hasretlerini bu mevsimde yanına çağıran kokular.
Farkındalık her zaman önemlidir. Öz farkındalık daha da önemlidir. Öz farkındalıkiç gözlem yapabilme yeteneği ve kendini çevre ile diğer bireylerden ayırıp bir birey olarak görebilme kabiliyetidir. İşte portakal çiceği kokusu da kendimizi bir birey olarak görme kabiliyetini yaratmaktadır. Kendimi objektif olarak değerlendirerek kendi durumumu ölçebilir hale geliyorum Adana’da her nisan ayında, her ilkbaharda.
Öz farkındalık teorisi, bireyin kendi üzerinde odaklandığında davranışlarını kendi iç standartları ve değerleri ile kıyaslayıp değerlendirmesi olduğunu belirtir. Birey kendisini objektif olarak değerlendirebildiğinde kendi durumunu ölçebilir hale gelir. Ancak öz farkındalık, kendine odaklanma olan öz ile karıştırılmamalıdır. Çeşitli duygusal durumlar öz farkındalık ile pekiştirilir. Genellikle insanlar öz farkındalıklarını geliştirdiklerinde davranışlarını kendi standartlarına uydurmaya çalışır. Kişi, kendi standartlarına uygun yaşamıyorsa bundan olumsuz olarak etkilenebilir. Çeşitli çevresel koşullar ve durumlar farkındalığı tetikler. Bu işaretler aynı zamanda kişisel belleğin doğruluğunu da artırır.
Adana’da özellikle yaşadığımız bu dönemde çevremizdeki tüm pis kokuları bastıran, PORTAKAL ÇİÇEĞİNİN mis kokularının farkındalık yaratmasından bir Adanalı olarak mutluyum. Umut ediyorum ki bu farkındalıklar Adana’da her kokular için artarak devam eder.
Evet her baharlarda Adana da olmaya devam edeceğim. Ruhumu arındıracağım. Her yıl olması gereken ritüelimi kendimce yaşamaya devam edeceğim. Her yıl sadece 90 gün kaldığım şehrimde mutluyum. Bu mutluluk, hiç bitmesin istiyorum.
Her Adana’da geçirdiğim günlerin sonunda, yine gelip gelemeyeceğimi düşünerek Adana’dan ayrılıyorum.
Daha kaç bahar kaldı geride bilmiyorum, daha kaç nisan ayı geleceğim bilmiyorum, daha kaç portakal çiçeği mevsimi Adana’da bulunacağım bilmiyorum.
Bildiğim tek şey her baharı yaşarken gelecek baharı düşünüyor olmamdır.
SALİME KAMAN
02.04.2015
Bir yanıt yazın